Urla’ya gidip dönenlerin aklında kalan şeyler muhtemelen Urla’nın mis kokulu köyleri, şarapları, üzüm bağları, kristal berraklığındaki denizi, bozulmamışlığı, doğası, balığı ve enginarıdır. Aklınıza başka neler geliyor?
Urla’ya nasıl gidilir?
Urla nerede? Ekibimizin İzmir gezisindeki son durağı Urla oldu. Çeşme yönünden geliyorsanız mutlaka Urla’nın köylerini geze geze merkeze gelin. Direkt Urla’ya geliyorsanız geliş yönünüze göre gezi planınızı ayarlayabilirsiniz. Sizin için Urla gezilecek yerler kapsamında hazırladığımız, köyünden denizine görülesi Urla harikası yerler ise şunlardır
Urla Gezilecek Yerler
Urla’nın köyleri, Urla’ya kültürel ve geleneksel anlamda zenginlik katan ve kesinlikle görülmesi gereken yerlerin başındadır.Urla Köyleri listemize göz atmanızı tavsiye ederiz.
1. Barbaros Köyü: Çeşme-İzmir kara yolundan sola saparak Karaburun’a biraz daha yaklaşacağınız ve sizi içine sarıveren, sıcacık köy sakinlerine merhaba demenizle size Türk misafirperverliğinin örneği sunan köy ahalisinden bu köy ile ilgili yüz yüze bilgi de alabilirsiniz.
2. Balıklıova: Yazlık köyü deseniz, balıkçı köyü deseniz, huzur ve sakinlikle baş başa bir yer deseniz hepsinin cuk oturacağı bir yermiş; tam keşfetmelikmiş ama bizden önce burayı çoktan keşfedenler varmış zaten. Gündüz vakti bir uğrayalım, ne var burada derseniz, tavsiyemiz köyün girişindeki fırından o ünlü un kurabiyelerinizi alın. Birkaç yüz metre ilerleyince sağda, köy kahvesinden hallice deniz kenarı cafe’ye dönüştürülmüş kahvaltı mekanı var: Küçük Ali Çay Bahçesi. Urla kahvaltı yerleri nerede derseniz, biz Balıklıova’yı listenizde ön sıralara almanızı öneririz. Kahvaltı mekanı dediysek, açsanız kahvaltılık bir şeyler söyleyebilir ya da İzmir’in her köşesinde yediğimiz ve adet bozulmasın burada da yiyelim dediğimiz otlu pideden alabilirsiniz. Yanına da tabi ki mis gibi demlenmiş çay. Afiyet olsun, bu manzara da size gelsin.
3. Özbek Köyü: Urla Özbek Köyü de bir balıkçı köyü, köyün meydanına geldiğinizde su ve dondurma molası verebilirsiniz. Asıl yeri, meydandan aşağıya sahile giden yolun sonunda, aşağıda Özbek Akkum Plajı var. Burası halk plajı aslında, denizi de sakin duruyor. Ama tesis için aynı şeyi diyemeyiz; belki bayram olduğu için hijyen sıfırın altına düşmüş. O yüzden burayı Gezitta olarak tavsiye edemiyoruz, her ne kadar denizi güzel gözükse de.
4. Bademler Köyü: Bu saydığımız köyler içinde belki de en gidilesi olanıdır; çağdaş bir tiyatro köyü de diyebiliriz. Türkiye’de ilk ve tek tiyatrosu olan Bademler Köyü’nün 70 yıllık kütüphanesi ve bir de oyuncak müzesi var. Bakkalında, berberinde Deniz Gezmiş’in, Albert Einstein’ın resimlerine ve sözlerine denk gelebilirsiniz, buna şaşırmayın. Uğur Mumcu ve Aziz Nesin’i anma törenleri de yapılıyormuş köyde her sene. Bu arada unutmadan, çok çevreci bir köy, çöpler ayrıştırılarak koyuluyor ve böylece de geri dönüşüme katkıda bulunuyorlarmış .Urla’ya 9 km uzaklıktaki köye ulaşım oldukça kolay. Senede 1-2 kez tiyatro oyunları düzenlenirmiş; tavsiyemiz bu oyunların tarihini öğrenmeniz ve buraya gelmişken oyun da izlemeniz. Urla’ya geldiğinizde Bademler Köyü’nü rotanıza alın.
5. Diğer Köyleri: Çeşme’den gelirken yol üzerinde de görebileceğiniz ve zamanınız varsa mutlaka gidin dediğimiz köylere gelirsek; Nohutalan Köyü, mübadele zamanı Boşnakların yerleştirilmesiyle Boşnak Köyü olmuş. Buraya gelirseniz dillere destan kavunundan yemeyi unutmayın. Germiyan Köyü ise daha geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye’nin ilk “Slow Food Köyü” ilan edildi. Zaten organik üretim yapan köyde, artık üretilen ürünler sertifikalandırılacak ve dünyada tanınan “Slow Food” adıyla bunu yapacak. Bu da gerçekten gurur verici. Keşke yaygınlaştırılabilse diyoruz. Yağcılar köyü de bağlarıyla, deniziyle, huzur veren taş evleriyle tam bir Yunan köyü. Çam ormanından geçerek varıyorsunuz bu köye. Urla Bağevi Oteli’nde konaklayabilirsiniz, hem de bir köy hayatını deneyimlemiş olursunuz.
6. Çeşmealtı: Urla Çeşmealtı, Urla merkeze 4-5 km uzaklıkta olup akşam da gündüzleri de hayat burada akıyor. Çeşit çeşit mezelerle donatılmış balık restoranları, kordonu, Urla sahili ya da Çeşmealtı sahili burada bambaşka. Foursqaure’den ilginizi çekecek ve damak zevkinize göre bir mekan seçerek burada beğeninize göre keyifli vakit geçirebilirsiniz.
7. Güvendik Tepesi: Gün doğumu için Urla’da paha biçilemez bir yer Güvendik Tepesi. Buraya gün batımını izlemek için de gelenler varmış; ama demedi demeyin gün bu manzarada batmıyor, aksine arkadaki tepenin orada güneş saklanıveriyor. Ama bu manzarayı sevdiğinizle izlemeye doyum olmayacaktır, ondan eminiz.
8. Sanat Sokağı: Kazı çalışmaları nedeniyle (bu sokağın tabanında antik döneme ait kemer bulunmuş, tabi bürokrasi vs gibi nedenlerden dolayı 1 sene sürecek gibi duruyormuş) maalesef sokaktaki bazı butik dükkanlar kapalı, bazıları da taşınıyor. Şu sıralar böyle de olsa gündüz yolunuz düşerse bir gidip görün. Hatta İrmik Hanım Patisserie‘ye de uğrayın, dondurmasından ya da yeni fırından çıkmış nefis kurabiyelerinden yemeyi unutmayın. Sokak boyunca yürüyebilir, dükkanları inceleyebilirsiniz. Gece gitmeyin sakın, etraf hem ıssız hem de pek tekin görünmüyor.
9. Necati Cumalı Kültür ve Anı Evi: Sanat sokağına dik kesen caddenin üzerinde bulunan kültür evinde Necati Cumalı’ya ait ödüller, edebiyatından dökülen sayfalar, plaketler ve afişler bulunmaktadır.
10. Karantina Adası: Karantina Adası’na son birkaç yıldır giriş yasak, dar yoldan adanın girişine kadar gelebilirsiniz, daha ileri gitmeniz yasak ve 2013’e kadar da bu şekilde karar alındığını duymuşsunuzdur. Eskiden veba, kolera, cüzzam gibi hastalıkların bulaştığı kişilerin korunması hastaların tutulduğu yermiş.
11. Klazomenai: Urla sahilin hemen dibinde ya da Karantina Adası’nın karşısında yer alan ve kazı çalışmalarının gösterildiği bölgeye herhangi bir müze kart göstermeden giriş yapabilirsiniz. Buradaki görevli de size hem antik kentin özelliğini anlatıyor, hem de o dönemde el emeğiyle üretilen zeytinyağının yapılışını tarif ediyor, o döneme ait bulunmuş zeytinyağı tesisini gezdiriyor.
12. Urla Sahili: Çeşmealtı ile kıyaslarsak pek de keyifli değil. Balık restoranları var etrafta, hatta başka bir şey pek göremezsiniz gece gözüyle, ama sanki hayat Çeşmealtı’nda daha canlı, daha keyifli görünüyor.
13. Urlice Vineyards: Toskana’nın Türkiye’deki adresi neden Urla olmasın? Yeşili var, mavisi var, üstüne bir de üzüm bağlarında incelikle, titizlikle yetiştirilen üzümlerin şaraba dönüştürülmesi var; Urlice Vineyards kesinlikle Türkiye’nin medar-ı iftiharı. Buraya gelmeden önce, bir alo deyiverin ki sahipleri size özel şarap tadımı yapsın. Şarap severler için uğranılası nokta kesinlikle.
Urla Plajları
14. Urla Altınköy Plajı: Turkuaz deniziyle kendisine hayran bırakan bir sahili var; çok temiz, berrak ve oldukça durgun. Arada dalgalı da olabiliyor. Bu plaja kesinlikle gitmelisiniz. Tesisin olduğu yerden denize girebilirsiniz.
15. Malgaça: Soğuk ve temiz bir denize sahip olan koyun termal su özelliği de var; ama plajlar arasında ilk sırada yer almıyor. Diğerlerine uğramanızda fayda var.
16. Demircili Melengeç Plajı: Girişin 25 TL olduğu, bunun dışında ekstra bir ücret alınmayan ve denizi mükemmel diyebileceğimiz bir plajı var. Bayram zamanı yoğun, denizi sıcak değil. Girdiğinizde bir an halk plajı sanabilirsiniz yoğunluğundan dolayı. 10 üzerinden puanlarsak 8 diyebiliriz. Tesisten bir şeyler yiyebilirsiniz ama beklentiniz çok yüksek olmasın. Örneğin, köfte 18 TL ama tek kişi hayatta doymaz, çok küçükler sanki tadımlık ortaya koyulmuş. Hamburger de öyle malesef. O yüzden yanınızda ekstra meyve gibi yiyecekler getirmenizi tavsiye ederiz.
16. Özbek Akkum Halk Plajı: Özbek köyünden bahsederken bu halk plajından da bahsetmiştik. Hijyenik olmadığı için tavsiye etmiyoruz, ama siz yine de merak ediyorsanız gidip görün. Karar sizin.
17. Mavi Plaj: Çakıl zeminli, 1,5 km uzunluğundaki kumsalıyla yerli halkı tarafından da oldukça ilgili görüyor bu plaj. Buraya da kesinlikle gelmelisiniz, denizi çok temiz.
18.Karaburun ve Kamp Alanları: Çeşme-İzmir yolu üzerinden Urla’ya gelirken Barbaros tarafına saptığınızda, Karaburun yolu boyunca sağdaki sahilde birçok kamping alanı görebilirsiniz. Bazıları gerçekten kamping alanı (yani çadırlar vs var), bazıları ise karavan ve özel otonun kıyıya çekilmesiyle insanların kendisine özel bir köşe yaratmasıyla oluşmuş koylar. Ekibimizin bu yol üzerinde sizlere tavsiye edeceği kamping alanı Ahmet Ağa Çiftliği noktasındaki kamping alanı. Yan yana sıralı bir çok çadır görebilirsiniz burada. Diğer kamp alanlarına şuradan da ulaşabilirsiniz.
Konaklama Önerileri
Manzara izlemeyi seviyorsanız Çeşmealtı’nda Güvendik tepesine doğru çıkın, sessiz ve huzur veriyor. Buralarda bulunan otel ve apartlara bakabilirsiniz. Kalabalıktan hoşlanıyorsanız ve Urla sahile yakın olayım derseniz de birçok opsiyon var. Tercih sizin.
Urla’ya özgü bir tesiste konaklamak isterseniz de;
Yorgo Seferis Residans: Yunanlı Nobel ödüllü Yorgo Seferis’tan adını alan bu otelde kendisi gençlik yıllarını geçirmiş.
Urla Çiftlik Otel: Güne limon kokuları içinde başlamak isterseniz bu otel tam size göre.
Urla Pier: Klas bir işletme olduğunu söyleyelim, binicilik ve sörf gibi aktiviteleri çok yakınında yapabilirsiniz.
Yapmadan Dönmeyin
Urla kahvaltı mekanları nerededir derseniz biz size Keyif Restoranı önerebiliriz. Fiyat-kalite dengesi tam da yerinde. Burada kahvaltı yapmadan,
Urla merkezde katmer yemeden (keyif restoranda da alabilirsiniz ama merkezdeki herhangi bir yerde de yemenizi tavsiye ederiz),
Karaburun’a gitmeden,
Köylerini, bilhassa Bademler köyünü ziyaret etmeden,
Karantina Adası’na gitmeden ve adanın en azından girişini görmeden,
Klazomenai Antik Kentini ziyaret etmeden,
Demircili plajının berrak sularında yüzmeden,
Tekne turu yapmadan,
Malgaça içmelerine gitmeden dönmeyin.
Yorum Yok