Güney’in en güzel şehirlerinden bir tanesi de Antalya’dır. Yalnızca ülke genelinden değil yurt dışından da her sene milyonlarca ziyaretçi ağırlayan Antalya’nın Alanya ilçesi; insanları doğal güzellikleri, sıcak havası, plajları ve turistik mekanları ile adeta büyüler. Bu nedenle buraya gelen ziyaretçiler, genellikle daha sonra yeniden Alanya ziyaretinde bulunmayı tercih ederler.
Turizm ilçesi olarak anılan Alanya, Alanya Gazipaşa Havalimanı’nın 2012 senesinde açılmasının ardından çok daha kolay ulaşılır bir hal almıştır. Yurt içinden veya yurt dışından pek çok ziyaretçi, havayolu ulaşımı ile Alanya’yı ziyaret edebilir hale gelmiştir. Akdeniz iklimi görülen bu ilçede yabancı vatandaşlar çok sayıda mülk sahibi olmuştur. Adeta “yaşanacak şehir”ler arasında adını üst sıralara yazdıran ve seneler geçmesine rağmen gelişimin getirdiği monotonluğa kendisini kaptırmayan bu güzel ilçede gezilecek ve görülecek pek çok yer mevcuttur.
ALANYA’DA NERELER GEZİLMELİ?
Kleopatra Plajı: Alanya’yı ziyarete giden kişiler, öncelikle güzel plajlarında denizin, güneşin ve sıcak kumların tadını çıkarmalıdırlar. Kleopatra Plajı, Alanya boyunca uzanan geniş bir kumsala sahiptir. Bazı özel kuruluşların ve otellerin de aralarında bulunduğu kısımlara sahip olsa da her vatandaş, bu plajda ücretsiz bir şekilde güneşlenebilmekte ve Akdeniz’in sularında yüzebilmektedir. Kumsalında taş bulunmayan ve yalnızca kızgın kumlardan oluşan Kleopatra Plajı, Alanya’nın yüksek sıcaklığı eşliğinde benzersiz bir hal almıştır.
Plajın Kleopatra ismini alması ise, Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın Akdeniz’e çıktığı seferler sırasında mutlaka Alanya’ya uğramasından geliyor. 2 kilometrelik bu plajda, altın renkli kumlar turistlerin başını döndürüyor.
Alanya Kalesi: Alanya Kalesi surlarının uzunluğu yaklaşık olarak 6.5 kilometredir. Tarihi Helenistik döneme kadar iner. 1. Alaeddin Keykubad tarafından Alanya Kalesi ve çevresindeki yerleşim yeri, Selçuklulara katılmıştır. Bu bölgeyi ise en son Fatih Sultan Mehmet fethetmiştir. İçerisinde surlar ve zindanlar bulunan bu kale, tüm ziyaretçiler tarafından görülmelidir.
Alanya Kalesi hakkında ilginç bir efsane vardır. Bu kalenin en üst ve uç kısmında bulunan konumdan, denize taş atmak imkansızdır. Deniz surların tam aşağısında olmasına rağmen, insanlar ne kadar kuvvetle taş atarlarsa atsınlar, kesinlikle denize ulaştıramamaktadırlar. Tarihte bu durumdan dolayı yakalanan suçlulara, “buradan denize taş düşürürseniz serbest kalacaksınız” denilmiştir. Çok basit gibi göründüğünden dolayı tüm suçlular bunu kabul etmiş ancak denize kesinlikle ulaştıramadıkları için kelleleri vurulmuştur. Tarihte yalnızca bir kişi bunu başarmış, o kişi de Türk ordusu tarafından serbest bırakılmıştır.
Alanya Kalesi Efsanesi
Alanya Kalesi’ndeki bu ilginç durumun iki sebebi olduğu söylenmektedir. Bir efsaneye göre taş atılan bölgenin tam aşağısındaki suda Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın yıkandığı söylenir. Gayet açık bir alan olmasına rağmen, Kleopatra’yı kimse göremez ve bunun büyülü bir sırrı olduğu düşünülmektedir.
Diğer bir rivayete göre ise; surların tepesindeki manyetik güçler, atılan taşları kayalara doğru şiddetli bir şekilde çekmektedir. Bu nedenle uzağa doğru fırlatılan taş ya kayalıklara geri dönüp çarpmakta ya da denize düşmeden gözden kaybolmaktadır.
Dimçayı: Bu çay, Alanya’nın merkezinden 6 kilometre kadar uzağındadır. Toros Dağları’nın arasından çıkan soğuk su ile Alanya’nın bunaltıcı sıcaklarına karşı konulması mümkün hale gelir. Yaz aylarında merkez 40 dereceyi bulan hava, Dimçayı’nda insanlara serinlik veren bir hal almaktadır. Ayrıca bu çay üzerinde kurulan otantik restoran veya tesisler, hem doğaya saygılı bir şekilde işletilmekte hem de turistik mekanlar olarak eşsiz bir hizmet sunmaktadır. Dimçayı’na giden vatandaşlar, buralarda bulunan sedirlerle kaplı çardaklarda vakit geçirebilir ve çayın soğuk sularında yüzme imkanı bulabilirler.
Kızıl Kule: Alanya’da bulunan ve Alanya Kalesi’nin simgelerinden biri haline gelen, merkezde konumlandırılan tarihi bir kuledir. 1. Aleaddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır. Kulenin sağlamlığının arttırılması için harcında yumurta kullanıldığı söylenmektedir. Hatta dış yüzeyine kızıl rengini verenin de yumurta sarısı olduğu bilinmektedir. Bu zamana kadar dayanıklı bir şekilde duran Kızılkule, ziyaretçilere de açıktır.
Dim Mağarası: Alanya ilçesinde bulunan bu mağara turizme açıktır. Dim Çayı ve Dim Vadisi’nin bulunduğu bölgede yer alır. Bu mağaranın toplam uzunluğu 410 metredir. Yatay vaziyettedir ve yarı kuru olarak adlandırılan mağara sınıfına girer. İçerisinde birçok sakıtlar, dikitler ve sütunlar mevcuttur. Öncelikle insanlara büyük bir ürperme verse de görülmeye değer nadir yerlerin arasındadır. Dim Mağarası, iki ayrı bölümden oluşur. Uzun olan bölümün sonunda bir efsaneye göre anne ve çocuğunun küçük heykeli bulunmaktadır. Bu heykeller su içerisinde yer alır ancak suyun yok derecesinde berrak, hareketsiz ve renksiz oluşu, dip kısmını tamamen gösterir vaziyette oluşu, insanların dikkatini çekmektedir.
Alanya Tersanesi ve Tophane: Anadolu Selçuklu Sultanı’nın Alanya’yı almasından 6 yıl sonra yapımına başlanmıştır. Alanya Tersanesi, kemerli 5 kısımdan oluşur. Akdeniz’deki ilk tersane olma özelliği taşır. Karadeniz’de de Sinop Tersanesi’ni yaptıran Aleaddin Keykubat, bu yapısı ile de “iki denizin sultanı” unvanını almıştır. Alanya Tersanesi şu sıralar yalnızca turistik amaçlarla kullanılmaktadır. Kızıl Kule’nin yanından çıkan yoldan ise yürüyerek tüm surları gezmek ve tersanenin tarihi dokusu içerisinde yolculuk yapmak mümkündür.
Damlataş Mağarası: Bu mağara, 1048 yılında liman inşaatında kullanılmak için istenen taş ocağı tespit çalışmalarında dinamit ateşlenmesi sonucunda böyle bir mağara keşfedilmiştir. Bu mağaranın en büyük özelliği, astım hastalarına iyi gelmesidir. Birçok hasta, bu mağaraya girerek ve bir süre vakit geçirerek, şifa bulmak ister. Birçok sakıt ve dikitlerden oluşan mağara, ilk girildiğinde korku verse de ilginç atmosferi, sesleri yankılaması ve oluşumların gösterişliliği insanların dikkatini çekmektedir.
Ayrıca mağaranın içerisindeki sıcaklık yaz veya kış fark etmez daima 22,3 derecedir.
Alanya Limanı: Alanya merkezinde sahil boyunca bir liman bulunmaktadır. Özellikle merkez kısmında barlar caddesinin karşısında turistik tekne turlarının düzenlendiği bölüm oldukça eğlenceli ve görülmeye değerdir. Birbirinden ilginç dizayn edilmiş teknelerde Akdeniz’in sularında yolculuk etmek ve bu teknelerde sunulan eğlenceli hizmetlere tanık etmek bir hayli güzel olacaktır. Fiyatlarının da gayet uygun olduğunu söylemek mümkündür. Bunun dışında Kleopatra Plajı’nın bitimine yakın bir bölgede özel yatların demir attığı, kaliteli bir liman da bulunmaktadır. Üstelik burada ücretli olarak yüksek kaliteli bir plaj da bulunmaktadır.
Alanya Atatürk Evi: Mustafa Kemal Atatürk, 1935 yılının Şubat ayında tekne ile çıktığı gezide Alanya iskelesine gelmiş ve Şekerhane Mahallesi Azaklar Sokak’ta bulunan iki katlı evinde birkaç saat dinlenmiştir. Evin son sahibi olan Rıza Azakoğlu ise, bu konutu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağışlamıştır. Daha sonra yapılan düzenlemeler ve restorasyonlar netincesinde bu ev, Atatürk Evi ve Müzesi olarak hizmete açılmıştır.
Ayrıca 19. yüzyıl Alanya mimarisinin güzel bir örneğidir.
Bunların dışında, Cüceler Mağarası, Alara Kalesi, Alanya Arkeoloji Müzesi, Water Planet Aqua Park, İncekum ve Barlar Caddesi de görülmeye değer yerler arasındadır.
Alanya‘yı ziyaret edenler ve etmek isteyenler bu bilgiler doğrultusunda güzel bir gezi planı oluşturabilirler.
Yorum Yok