CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, temmuz ayında en düşük memur maaşını en düşük halk çalışanı maaşından aşağı kalmayacak biçimde düzenleyeceklerini söyleyerek, “Böylece en düşük memur maaşı da 22 bin lirayı bulacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Hak Personel Sendikaları (HAK-İŞ) Konfederasyonu 15’inci Olağan genel Konseyi’ne katıldı. Erdoğan, “Son 21 yıldır Türkiye ulusal gelirini 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar hududuna getirdiyse, her Yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyüme kaydettiyse, satın alma gücüne nazaran dünyanın en Aka 11’inci iktisadı olduysa, işgücü sayısındaki artışı Karşın istihdamını 32 milyona yaklaştırdıysa, ihracatını 36 milyar dolardan 255 milyar dolara çıkardıysa, hasılı endüstriden turizme, savunmadan üretime kadar her alanda yüzyılın başarılarına imza attıysa bunun gizli kahramanları Amele ve işçi kardeşlerimdir” dedi.
‘NEREDEN GELDİĞİMİZİ AKLIMIZDAN ÇIKARMADIK’Erdoğan, Türkiye’nin bugünlere yalnızca şehitlerin kanlarıyla değil çalışanların aziz ve kutsal alın terleriyle de geldiğini belirterek, “Ailesinin rızkını kaptanlık yaparak temin etmiş bir babanın evladıyım. Gençlik yıllarında İETT’de Amele olarak çalışmış bir kardeşinizim. Daha sonra ticarete atılmış, esnaflık yapmış, rızkını ticarette aramış biriyim. Şafakla birlikte uyanmanın, kışın soğuğunda otobüs beklemenin, kalabalıklar ortasında işe gitmenin, gazete kağıtları üzerine serilmiş bir sofrada Yemek yemenin ne demek olduğunu Fazla uygun bilirim. Alın teri ile kazanılan paranın ne kadar Kıymetli ne kadar bereketli olduğunu hamdolsun Fazla yeterli bilirim. Personel kardeşlerimizin meskenlerine ekmek götürmek için zorluklara nasıl göğüs gerdiklerini de Fazla âlâ bilirim. Ailemizden, etrafımızdan öğrendiğimiz daha sonra şahsî hayatımızda şahsen yaşayarak Deneme ettiğimiz bu kıymetler bize daima rehberlik etti. Nereden geldiğimizi aklımızdan çıkarmadık. Mazisini inkar edenlerden, köklerini sırtını dönenlerden olmadık. Ülkemize ve milletimize Siyaset yoluyla hizmet uğraşımızı, işte bu birikimin, bu hafızanın kılavuzunda yürüttük. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren sürekli sizlerin hakkını vermeye çalıştık” diye konuştu.’ASGARİ FİYATLA 410 LİTRE AKARYAKIT ALINABİLİR’Erdoğan, 1 Mayıs Personel Bayramı’nı da kendilerinin resmi tatil ilan ettiklerini hatırlatarak, “Bizden Evvel çalışanlarımızın en Değerli sorunu hatırlayın; 1 Mayıs’tı. Çabucak her 1 Mayıs’ta olaylar olur, Bazen Vakit kan dökülürdü. Marjinal örgütler ve yasa dışı yapılar da bu durumu istismar ederdi. Buna 2008 yılında nihayet vererek 1 Mayıs’ı Evvel Emek ve Dayanışma Günü, akabinde da resmi tatil ilan ettik. Bunu biz yaptık biz. Ayrıyeten örgütlenme, sendikal haklar, Amele sıhhati ve güvenliği noktasında da Fazla Değerli adımlar attık. Çıkardığımız Amel sıhhati ve güvenliği kanunu bu alanda yapılan tarihi bir ıslahat mahiyetindedir. Toplumsal Emniyet kurumlarını Biricik çatı altında toplayarak Özellikle sıhhat alanında herkesin birebir kalitede hizmet alabilmesini temin ettik. vuruş periyodunun mirası olan kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirerek ayrımcı ve baskıcı uygulamalara biz nihayet verdik. Fiyatlar konusu en hisli olduğumuz alanların başında geldi. Biz vazifeye geldiğimizde minimum fiyat 184 liraydı. Dolar olarak söyleyecek olursak 126 dolara tekabül ediyordu. Bugün taban fiyat 8 bin 500 lira oldu. Dolar bazında bakarsak yaklaşık 440 dolar. Bir Öbür Örnek muhalefetin Daimi ağzına doladığı akaryakıt fiyatlarıdır. 2002’de akaryakıtın litre fiyatı 1,5 liraydı. Taban fiyatla 110 litre akaryakıt alınabiliyordu. Ortadan geçen yıllarda petrolün varil fiyatı 25 dolardan 77 dolara çıkmasına Karşın bugün taban fiyatla 410 litre akaryakıt alınabilir” sözlerini kullandı.’BİZ FAİZİ DÜŞÜRMENİN ÇABASI İÇİNDE OLDUK’Erdoğan, yalnızca minimum fiyat örneğinin bile iktidarlarının çalışanına, memuruna, emeklisine verdiği kıymeti gösterdiğini vurgulayarak, “Yola çıkarken ‘çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz’ demiştik. Hamdolsun nihayet 21 yılda bu sözümüze daima sadık kaldık. Global ekonomik Görüntü yahut Türkiye’nin mali kuralları ne olursa olsun çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik. Emeklisinden memuruna, engellisinden şehit yakını ve gazilerine kadar toplumumuzun bütün bölümlerinin yanında olduk. Ekonomimiz büyüdükçe ortaya çıkan katma bedelden milletimizin tamamının hak ettiği hissesi almasını sağladık. Hatta ülkemizin yaşadığı Önemli zahmetlere, doğal afetlere, global ekonomik krizlere, bölgemizdeki çatışmalara Karşın bu hassasiyetimizi koruduk. Örneğin; Covid-19 salgını devrinde önceliğimizi insanımızın sıhhatiyle Birlikte işini de muhafazasına verdik. Muhalefetin bütün baskılarına karşın, iktisattaki ülkemize kontak kapattırmak isteyenlere fırsat vermedik. Birebir hali Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği global ekonomik krizde de gösterdik. Geniş bir yelpazede verdiğimiz desek ve teşviklerle çarkların kesintisiz dönmesini sağladık. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari Çok yoluyla büyümeyi asla ihmal etmedik. Bu modeli uyguladık. Düşük nema siyasetimizde da üretimi ve yatırımı teşvik ettik. Dünya yüksek nema peşinde koşarken dikkat edin biz faizi Daimi düşürmenin çabası içerisinde olduk ve 8,5 kadar düşürdük. Niçin; yatırım yapması gerekenler gelsin yatırım yapsın diye. Zira yatırım olursa istihdam olacaktır. İstihdam olursa işsizlik yavaş yavaş azalacaktır. Tüm bunun olumlu sonuçlarını İhracat ve istihdam başta olmak üzere pek Fazla alanda gördük. şayet biz dünyada çarkların durduğu, tedarik zincirlerini kırıldığı o kritik günlerde muhalefetin baskısına boyun eğseydik artık Fazla Üzücü bir yerde olurduk. Bugün geriye hakikat baktığımızda ne kadar isabetli bir karar aldığımızı daha düzgün anlıyoruz” dedi.’DEPREM BÖLGESİNDE 59 BİN KONUTUN TEMELİNİ ATTIK’Erdoğan, Amerika’da nihayet günlerde gerisi gerisine yaşanan banka iflaslarının yüksek nema siyasetinin risklerini ortaya koyduğuna dikkat çekerek, “Amerika’nın hali ortada. Hamdolsun biz bu türlü bir tabloyla karşılaşmadık. Bunu da muhalefetin diğerlerine, mandacı ekonomistlerin tavsiye görünümlü sinsi yönlendirmelerine Karşın başardık. Rusya-Ukrayna savaşındaki istikrarlı halimizle Türkiye’yi sonu felaket ile bitecek bir girdabın içine girmekten koruduk. Ülkemizin kendi çıkarlarını ve insan hayatını önceleyen siyasetlerinden 85 milyonla Bir arada personel, işçi kardeşlerimiz de istifade etmiştir. Hükumetimiz asrın felaketi olarak nitelenen 6 Şubat sarsıntılarından sonra da vatandaşının hakkını, hukukunu muhafazayı sürdürmüştür. Hesaplamalara nazaran sarsıntının ülkemiz iktisadına maliyeti 100 milyar doları aşmaktadır. Olağanda ne kadar gelişmiş olursa olsun, dünyadaki hiçbir ülke böylesine Aka bir felaketin altından kalkamaz. lakin biz zelzelenin 90’ıncı gününde enkazları büsbütün kaldırdık. 837 bin çadır, 100 bin konteynerin kurulumunu yaptık. Ayrıyeten 142 bin konutun inşa sürecini başlatırken 59 bininin bir Fiil temelini attık” sözlerini kullandı.Erdoğan, emeklilikte yaşı bekleyen 2 milyon 250 bin kişinin talebini karşıladıklarını hatırlatarak, “En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, bayram ikramiyelerini de 2 bin liraya yükselttik. Bu sayının üzerinde fiyat Meydan emeklilerimizin durumlarını da güzelleştirecek bir çalışma yapıyoruz. Yeni Meclisin açılmasıyla 7 bin 500 liranın üzerinde emekli maaşı Meydan vatandaşlarımızı da inşallah sevindireceğiz” dedi.’MEMURLARIMIZ GÖNÜLLERİNİ FERAH TUTSUN’
Erdoğan, halk Toplu İş Mukavelesi ile yaklaşık 700 bin çalışanın fiyatını de artırdıklarını belirterek, “Şimdi önümüzde memurlarımızın maaş düzenlemesi var. Yasaya nazaran memurların maaş artış oranları ocak ve temmuz ayında belirleniyor. Biliyorsunuz memura verilen maaş artırımlarında enflasyon farkına ilave olarak refah hissesi artışını biz getirdik. Daha Evvel bu türlü bir uygulama yoktu. sene başında halk vazifelilerinin maaşlarına yüzde 13,5 oranında refah hissesi ek ederek, toplamda yüzde 30 oranında artırım yapmıştık. Böylelikle 2002 yılında 392 lira olan en düşük memur maaşını gerçek olarak yüzde 136 artışla 12 bin liraya çıkarmıştık. Artık temmuz ayında bir adım daha atıyoruz. En düşük memur maaşını, en düşük halk çalışanı maaşından aşağı kalmayacak halde düzenleyeceğiz. halk personellerinde olduğu üzere Tekrar en düşük maaşı Yeniden 15 bin liraya çıkartarak, üzerine de enflasyon ve refah hissesi olarak misal bir artış yapacağız. Böylelikle en düşük memur maaşı da 22 bin lirayı bulacak. Memur maaşlarındaki bu artışlar otomatik olarak emeklerine de yansıyacak. Bakanımıza yasal tarih olan temmuz ayına kadar bu çalışmanın tamamlanması için gereken talimatı verdim. Fiyatta adaleti ve çalışma barışını korumakta kararlıyız. Yasal düzenleme gerektirdiği için yeni yasama devrinde atacağımız bir Öbür adım da birinci dereceye geldiği halde 3 bin 600 ek gösterge alamayan memurlarımıza yönelik olacaktır. Birinci dereceye inen ve şartları tutan bütün memurlarımızın 3 bin 600 ek gösterge hakkından yararlanabilmesini sağlayacağız. Memurlarımız gönüllerini ferah tutsunlar. Bize güvenmeye, hükumetlerine inanmaya devam etsinler. Biz hiçbir çalışanımızın hakkını yemeyiz yenilmesine de müsaade vermeyiz” ifadelerini kullandı.
Yorum Yok